159 Yıllık Dolmabahçe Sarayı Göz Göre Göre Yok Oluyor!
İstanbul, Beşiktaş'ta Dolmabahçe Caddesi'yle İstanbul Boğazı arasında boğaza 600 metre boyunca uzanan 250.000 m²'lik bir alan üzerine kurulu olan Dolmabahçe Sarayı Sultan I. Abdülmecit tarafından Ermeni Garabet Amira Balyan ve oğlu Nigoğos Balyan'a yaptırıldı. İnşaatı 12 yıl süren saray 1855 yılında tamamlandı 1856 yılında da resmi olarak açıldı.
Avrupa saraylarının anıtsal boyutlarına özenilerek yapılan Dolmabahçe Sarayı, değişik biçimlerin, yöntemlerin öğeleriyle donandığından belirli bir biçemi bağlanamaz. Büyük bir orta yapıyla iki kanattan oluşan planında, geçmişte mimari açıdan işlevsel değeri olan öğelerin farklı bir anlayışla ele alınarak süsleme amacıyla kullanıldığı gözlemlenir.
Cumhuriyet Dönemi öncesinde padişahlara ev sahipliği yapan Dolmabahçe Sarayı Cumhuriyet Dönemi sonrasında da Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından İstanbul ziyaretlerinde ikametgah olarak kullanılmış ve bir çok yabancı konuk burada ağırlanmıştır. Ayrıca Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, 10 Kasım 1938'de bu sarayda vefat etmiştir.
Ancak bu İstanbul'a güzellik katan ulusal değeri bu kadar yüksek olan değerimiz bu günlerde durduralamayacak şekilde çürüyor.
Dolmabahçe Sarayı, konum olarak deniz kıyısında bulunması nedeniyle denizden gelen nemli havaya maruz kaldığından nem ve rutubete maruz kalır. Ancak yapımında bu sorun göz önünde bulundurulmuş ve Dolmabahçe Sarayı'nın denize bakan cephesinde hava kanalları açılmış. Bu hava kanalları Dolmabahçe Sarayı'nın altından geçerek sarayın arka tarafından çevre bölgelere uzanır. Böylece gelen nemli hava kanallardan geçerek sarayın arkasından dışarı salınır. İşte bu sistem sayesinde Dolmabahçe Sarayı 100 yılı aşkın bir süre sorunsuz şekilde hayatına sürdürdü. Ta ki yıllar önce mimarlık tarihimizde kara leke olarak bilinen sarayın çevresine büyük oteller için inşaat izni verilmesi kararının çıkmasına kadar. O karar Dolmabahçe Sarayı'nın çöküşünü başlatmış oldu.
Otellere Verilen İnşaat İzinleri
Mimarlık tarihimize kara leke olarak geçen o karar sayesinde 1988 yılının Ağustos ayında Dolmabahçe Sarayı'nın hemen arkasında inşaatı başlayan ve 1991 yılında tamamlanan Swissotel Bosphorus, Dolmabahçe Sarayı'nın hava kanallarının büyük bir kısmının çıkış noktasının üzerine kuruldu ve hava kanallarının çıkış noktaları inşaat artıkları ve betonla kapatıldı.
Otellerin yerin 7 kat aşağısına kadar inmesi ve zemine verdiği yük yüzünden Dolmabahçe Sarayı ve çevresinin zemininde geri dönüşü olmayan zararlar ortaya çıkabileceği saptandığı halde bu ihtimaller rapordan çıkartılarak ihmal edildi. Nitekim öylede oldu. Sarayın Koleksiyonlar ve Sanat Galerisi olarak faaliyet gösteren binalarında çatlaklar oluştu ve depremlerle çeşitli yerlerde sıvalar çatlayarak döküldü.
Dolmabahçe Sarayı "Rutubet" ile Nasıl Tanıştı?
Bunun üzerine Dolmabahçe Sarayı 90'lı yılların başında rutubetle tanışmış oldu. Özellikle sarayın altında biriken nemli hava sarayı temelinden itibaren rutubetle yıpratmaya başladı. Tayin edilen uzmanlar ve bilirkişi raporları 100 yılı aşkın süre boyunca sorunsuz ayakta kalan bu yapının rutubet sorununun sebebini 3-4 yıl boyunca anlayamadı. Bu süre zarfında çürümeye devam eden Dolmabahçe Sarayı'nın ahşap tavan ve çatılarına havalandırma delikleri açıldı ancak bu yöntem sarayın rutubet içerisinde çürümesine engel olamadı.
Nihayet Dolmabahçe Sarayı'nın hava kanallarının tıkandığı fark edildi ve açılabilen kanallar yeniden açıldı. Ancak saray eski haline gelemedi. Günümüzde hala ilaçlama ve havalandırma çalışmaları yapılmasına rağmen Dolmabahçe Sarayı ve içerisindeki tarihi eşyalar rutubet tarafından zarar görmekte.
İşte 26 yıl önce yapılmış bir hata ve onun geri dönüşü olmayan sonuçları...
Bu yayın "Telif Hakları Yasası"nca korunmaktadır.
Bu yazı size yardımcı oldu mu? O zaman aşağıdaki kahve resmine tıklayarak bize ücretsiz kahve ısmarlayın. Teşekkürler. :)
Soru ve görüşleriniz için varsa yorum bırakabilirsiniz.
Bu Yayın Telif Hakları Yasasınca Korunmaktadır.
0 Yorum:
Yorum Gönder